Konya’da polisin gülen yüzü...

Kayıt Tarihi: 01.01.1970 02:00 - Son Güncelleme: 17.05.2024 03:13
YAZI
A
 Konya’da polisin gülen yüzü Hüseyin Müdür yine düğmeye basmış

Polis teşkilatında son yıllarda ki hızlı değişimi hep birlikte yaşayarak görüyoruz.

Diğer yerleri görmesek de bu değişimin Konya’nın bire bir farkındayız.

Genç, kültürlü, teknolojiyi çok iyi kullanan, kibar, güler yüzlü polislerin yanı sıra Konya Polis Teşkilatının 1 numarası Baş Müdür Hüseyin Namal Bey ise öyle pek görmeye alışık olmadığımız şekilde güler yüzlü sempatik ve beyefendidir.

Bir polis müdürü hele hele, Genel Müdürlükte bile çok büyük ve derin bir kariye sahip olan BaşmüdürBey ne kadar güler yüzlü olursa olsun, biz de sizlerle aynı düşünceye sahibiz Allah bize Başmüdürün asık yüzünü göstermesin.

Ama biz güler yüzlü müdürümüz ile ilgili olarak son günlerde çok güzel bilgiler almaya başladık.  

Eeeee hep polis bizden bilgi alacak değil ya.

Biz de dostlardan Başmüdür ile ilgili yeni bilgilere ulaştık.

Baş Müdür Bey akşamları şehrin dinamikleri, oda dernek başkan ve yönetim kurulu üyeleri, sivil toplum kuruluşlarının üyeleriyle yani kendisine ulaşmak isteyen ve ulaşan her kesim ile bir araya geliyormuş.

Sohbet havasında ki bu toplantılarda Polis teşkilatının teknolojik çalışmalarından trafik uygulamalarına kadar Müdür Bey tek tek bilgi veriyormuş. Soruları cevaplandırıyormuş. Yani vatandaşın karşılaştığı ya da karşılaşacağı asayişten trafiğe her sıkıntıyı birinci ağızdan cevaplandırıyormuş.

Ve bu çalışma dalga dalga topluma yayılırken işin güzellikleri taa bize kadar ulaşmaya başladı.

Geçenlerde bu konuda Sayın Valimiz Muammer Erol Bey’in yanında bir olaya tanık olduk.

İşi gereği sık sık Ankara’dan Konya’ya gelmek zorunda kalan yabancı bir iş adamı Vali Bey’e Baş MüdürHüseyin Bey’in gözlerinin de içine baka dert yanıyordu;

“Sayın Valim Kulu makasına kadar rahat geliyoruz. Ama makastan döndük mü ayağımızı gazdan çekip otomatiğe bağlıyoruz. 24 saat iki radar birden var” diyordu.

Vali Muammer Erol Bey ise bu sitemden duyduğu memnuniyeti yüz ifadesi ile belli etmemeye çalışsa da“Demek ki işte Konya’da iyi bir uygulama örneği daha. Bizler yönetici olarak polis de görevi gereği vatandaşının canı ve mal güvenliği için her türlü tedbiri alıyor” diyordu.

Daha sonra söz alan Baş Müdür Hüseyin Namal Bey Konya’nın bir ucundan bir ucuna kilometre mesafesini söyledikten sonra on binlerce aracın geçtiği bu sınırlar içerisinde her geçen gün alınan tedbirler sayesinde, o ürküten trafik kazası ve ölümcül rakamlarda düşüş başladığını bir bir anlatıyordu.  

Hani bizler her gün yok TEDES, yok trafik uygulaması filan diye polisten şikayetçiyiz ya. İnanın trafikte çok dolaşan, çok yürüyerek gezen bir insan olarak ben polisin hala tam olarak cezai işlem yapmadığına inanıyorum.

Elbette cezadan yana asla değilim.

Ama en basitinden trafikte ceza da olmasa biz nasıl adam olacağız diye düşünmekten ve ümitsizliğe kapılmaktan yorulmuş durumdayım.

…………

Neyse şimdi bunları geçelim ve polis teşkilatının çalışmaları hakkında bire bir böylesine içten ve özveri ile çalışma yapan Başmüdürümüze milletin adına bir kez daha teşekkür edelim. Çünkü bu sohbetlerin dönüşü son derece önemli ve etkin oluyor.

BU GÜNLERDE KISA SÜRELİ

DOSTLARIMIZ ÇOK AMA …

Seçim atmosferindeyiz ya.

Dahası AK Parti’nin içinde diğer Büyükşehirlere oranla küçük çaplı da olsa bir yarış var gibi ya.

İşte bu 100 metrelik kısa mesafe koşusunda bizlerin ziyaretçileri arttı.

37 yıldır yaşadığımız seçimlerden biliyoruz ki her gün ziyaretimize gelen, hal hatır soran 30 isim adaylıklar netleştikten sonra gelecek seneye 3 isim olarak kalır. Onlardan da belki 1 tanesi ile bir tanışıklık sürebilir.

İşte bu gel-gitler arasında çok anlamlı bir gönül dostuna rast geldik.

AK Parti Meram aday adayları arsında bulunan Oktay Mermer ile de bu seçim çalışmaları vasıtasıyla sık sık görüşmeye başlamıştık. Aday adaylarımızın istinasız hepsi de biliyorlar ki bizim için bu dönem konuşulanların yüzde 99 u buhar olup uçacak.

Zaten konuklarımıza biz bunları direk söylüyoruz.

Ama Oktay Bey ile siyaseti bırakıp şehri dahası Meram’ı konuşurken 72 yaşında ki babaları sohbetimize dahil oluverdi.

Baba Muharrem Mermer Bey meğer bizim gazetemizde ki köşe yazılarımızdan sıkı bir okurumuz imiş.Dahası Hacı Muharrem amca bir Konyaspor sevdalısı olarak her hafta ÜN-TV’ de ki FUTBOL ANALİZ programının da fanatiği imiş. Oktay Bey bizim bu detaylardan mutlu olduğumuzu fark edince hemen babasını aradı ve telefonu elimize veriverdi.     

İşte bizim Muharrem amca ile tanışıklığımız gazete sütunlarından, ekrandan uzak uzağa olan muhabbetimiz bir anda o sıcak samimi havasına kavuşuveriyordu. Muharrem Mermer Bey’i dinlerken şehrin her bir sessiz insanın çok büyük bir değer olduğunu bir kez daha anlıyorduk.

İnşallah en kısa zamanda Aydoğdu’ya gidip Muharrem amcanın elini öpeceğim duasını alıp onun hayat tecrübesine güvenerek Meram’ı oğlundan değil kendisinden dinleyeceğim inşallah.

TANIYIN TANIMAYIN AMA RAHMETLİ ALİ

AKGÜL ÇOK İYİ BİR MUHABİR KONYA

BASINININ DA ÇİLEKEŞ İSMİYDİ

Geçtiğimiz günlerde gazeteci dostumuz Ali Akgül’ünde vefat yıldönümü idi. O günlerde kafam rahat değildi. İki cümle ile de olsa Ali ile ilgili içten ve samimi bir şeyler yazmalıydım. Evet, Ali kendisine özgü yapısı ile farklı bir yapıya sahipti. Ama kim ne derse desin, sevsinler sevmesinler, kabul etsinler etmesinler rahmetli Ali çok iyi bir muhabir idi. Rahmetli Mehmet Gazel abi ile yaptıkları gazetecilik inanın belgesel olacak nitelikteydi. Tabii değişen şartlar ve Türk basınında o günkü gazeteciliği bugün yapabilirler miydi? Orası biraz karmaşık ama her iki isimde Konya basınında tarihin birer mihenk taşı olmuşlardı. Ali’nin ani vefatı o günlerde dengemizi bozmuştu. Ama başta dönemin rektörü Prof. Dr. Süleyman Okudan olmak üzere gerçek dostlarının yardımları ile hiç değilse geride kalan eşi ve iki yavrusunun en zor günleri aşılmıştı.

Kendisinden bana kalan en büyük mirası ise “Oturan boğa” benzetmesi idi. Rahmetli Ali ile farklı dahası rakip haber ajanslarında çalışmamıza rağmen ufak bir tartışmamız dahi olmamıştı. Ali benim için çok farklı idi. O’da bunu bilirdi. Bende biliyordum ki o da bana kızsa bile kızamazdı, kızamıyordu sinirlerine hakim olamadığı zamanda “Oturan boğa” derdi.

Bu vesile ile dostum Ali Akgül’e bir kez daha mekanın cennet olsun nur içinde yat Alim diyorum.     

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Sevgi ile nefret arasında çok ince bir çizgi vardır. Birisinden nefret ediyorsanız ve bir gün onu yenemeyeceğinizi anladığınız zaman onu sevmeye başlarsınız. Ve yine birisini seviyorsanız ve bir gün onu yenebileceğinizi düşündüğünüz zaman ondan nefret etmeye başlarsınız

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Yol ayrımlarında son dakikada tercih yapıp trafik akışını tehlikeye düşürmediğimiz zaman ADAM oluruz.

ETİKETLER:

Uğur ÖZTEKE

Uğur ÖZTEKE

Yazarın Diğer Yazıları